TRİBULUS TERRESTRİS
Asıl adı tribulus terrestris olan tribulus küçük yapraklı bir bitkidir. Ayrıca demir dikeni olarak da bilinir. Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu’nun bir kısmı dahil olmak üzere birçok yerde yetişmektedir. Bitkinin hem kök hem de meyvesi Geleneksel Çin Tıbbı ve Hint Ayurveda tıbbında bazı tedavi süreçlerinde kullanılmıştır. Geleneksel olarak, demir dikeni bitkisi insanlar tarafından libido geliştirmek, idrar yolunu sağlıklı tutmak ve herhangi bir şişmeyi önlemek gibi çeşitli potansiyel etkiler için kullanılmıştır.
Bir gözden geçirme çalışması, demir dikeni otu kullanımının erkekler ve 14-60 yaş aralığındaki kadınlar üzerindeki etkileriyle ilgili 12 temel araştırmanın sonuçlarını analiz etmiştir. Bu çalışmalar genel olarak 2–90 gün aralığında sürmüştür ve katılımcılar sağlıklı kişiler ile cinsel sorunları olan kişilerden oluşmaktadır.
Araştırmacılar bu çalışmalarda tribulus takviyesinin testosteronu artırmadığını bulmuşlardır. Diğer araştırmacılar, tribulusun bazı hayvan çalışmalarında testosteronu artırabildiğini, ancak bu sonucun genellikle insanlarda görülmediği sonucunu elde etmişlerdir.
Tribulus takviyeleri testosteronu artırmadığı halde, libidoyu artırabilir. Bazı araştırmacılar, cinsel isteklerinde azalma olan erkeklerin iki ay boyunca günde 750–1.500 mg tribulus tükettikleri zaman, cinsel isteklerinin % 79 oranında arttığını bulmuşlardır. Ayrıca, çok düşük libidoya sahip kadınların % 67’si, 90 gün boyunca 500-1.500 mg tribulus takviyesi aldıktan sonra cinsel isteklerinde artış gözlenmiştir.
FOLİK ASİT
Folik asit vücutta çok farklı görevlere sahiptir. Vücudun yeni hücreler üretmesinde ve üretilen hücrelerin korumasında yardımcı olur. Diğer bir fonksiyonu ise kansere neden olabilecek DNA değişikliklerini önlemektir. Kemik iliğinde kırmızı ve beyaz kan hücresi yapımı, karbonhidratların enerjiye dönüştürülmesi ve DNA ile RNA üretimi için gereklidir.
Özellikle kırmızı kan hücrelerinin oluşumunda kilit rol oynar. Folik asit eksikliği, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda megaloblastik anemi olarak bilinen bir kansızlık türünün nedenidir.
L-ARGİNİNE
İyileştirici güçleri nedeniyle “mucize molekülü’ olarak da bilinen L-arginin, insan büyüme hormonu üretimi de dahil olmak üzere bir çok önemli vücut fonksiyonlarında rol oynar. İnsan vücudunda bir çok cinsel ve üreme sorunlarını çözer.
1886 yılında İsviçreli Kimyager, Ernst Schultze tarafından bir bakla tohumundan izole edilen L-arginin artık birden fazla vücut fonksiyonunda önemli rol oynayan, vücut için gerekli bir esansiyel amino asit olarak bilinir. Öncelikle bir vazodilatör gibi davranır ve kreatin üretimine yardımcı olur.
Esansiyel olmayan bir amino asittir yani vücut tarafından üretilebilmektedir ancak yüksek kan basıncı, demans, göğüs ağrısı, konjestif kalp yetmezliği, ereksiyon bozukluğu da dahil olmak üzere bir çok hastalığın tedavisinde fayda sağladığından beslenme takviyesi olarak kullanılmaktadır.
L-CARNİTİNE
Yapılan infertilite araştırmalarında vakaların yaklaşık % 30’unda sorunun kadında değil sadece erkek partnerde olduğu sonucu kaydedilmiştir.
İtalya’da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre erkeklerin % 78’inin günde 3 gram L-karnitin alarak sperm sayısını ve performansını artırabildiği kaydedilmiştir.
EPİMEDİUM
Uzakdoğu’da yetişen bir bitki olan epimedyum, afrodizyak etkisi olduğuna inanıldığından iktidarsızlık, erken boşalma, orgazm olamama gibi pek çok cinsel sorunun tedavisinde kullanılmış olan bir şifalı bitkidir. Ülkemizde ‘azgın teke otu’ olarak da bilinir.
İktidarsızlık problemleri ile mücadele eden erkeklere iyi bir destekçi olan azgın teke otu kadınlar için de orgazm artırıcı bir bitki.
Bitki özellikle erkeklerdeki ereksiyon ve cinsel isteksizlik sorunlarına karşı kullanılmaktadır. Epimediumun, duyu sinirleri ve cinsel arzuyu canlandırarak, cinsel aktiviteyi yükselttiğine inanılmaktadır. Epimedium kan akışı, cinsel fonksiyon ve sperm üretimini canlandıracak kimyasallar içermektedir. 3 Aralık 2007’de “Journal of Ethnopharmacology” de yayınlanan bir makale, epimediumun oral kullanımının bütünsel ereksiyon fonksiyonu tedavisinde önemli ölçüde etkili olduğunu açığa çıkarmıştır.
Asian Journal of Andrology” de 2004’de yayınlana çalışma, epimediumun aktif içeriği olan Icariin ile yapılan 4 haftalık bir tedavinin ereksiyon fonksiyonlarını iyileştirdiği sonucuna varmıştır.
“Journal of Natural Products”da Ekim 2008’de yayınlanmış Milano’da yapılmış bir in vitro çalışma, Icariinden sentezlenen yeni bir molekülün fosfodiesteraz 5i engellediğini göstermiştir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, epimedyumun, epinefrin, norepinefrin, serotonin ve dopaminin sağlıklı düzeylerini ilerlettiğini, yükselmiş kortizol düzeylerini ise düşürdüğünü göstermiştir.
Bu bitki, kısırlık tedavisinde de kullanılmaktadır. Çinde insanlar üstünde yapılan çalışmalar, epimedium’un, sperm sayısı ve meni yoğunluğunu arttırdığını göstermiştir.
Çin’de yapılan çalışmalara göre, epimedium tohumu takviyesi kardiyovasküler sisteme de yarar sağlamaktadır. Çünkü bu bitki, Icariin ve epimedium’un içerdiği flavonoidlerin sinerjik ilişkisi yüzünden, kan basıncını düşürmekte ve trombositler arası yapışmayı azaltarak sağlıklı kan akışı sağlamaktadır. “Chinese Medical Journal” Ekim 2005 sayısındaki çalışmanın yazarları, Icariin’in, sinir hücrelerini, serebral işemi’nin sebebiyet verdiği hasardan, ya da beyne giden kanın zayıflamasından koruyabildiğini rapor etmişlerdir.
SAW PALMETTO
Türkçe adı ile Cüce Palmiye testosteronu dihidrotestosterona (DHT) dönüştürmeye yarayan enzim olan 5-alfa-redüktazın aktivitesini azaltan biyoaktif etken maddeler içermektedir. Vücutta DHT birikimi, akne ve saç dökülmesine yol açarken aynı anda prostat büyümesinden de sorumludur. Erkeklerde yaş ilerledikçe, hayat tarzlarını ve sağlıklarını etkileyen faktörler artar. İyi huylu prostat büyümesi bu durumlardan en sık rastlanandır.
Saw Palmetto ekstresi kullanımı, düz kas dokuları üzerinde gevşeme yaratarak prostat büyümesi ile ilgili semptomlar olan sık olarak idrara çıkma, idrar yolu iltihaplanmları gibi durumları hafifletici etkiler yaratır. Madde kasların gevşemesine yardımcı olurken prostatın üretra üzerinde yarattığı baskının azalmasına yardımda bulunur ve bu sayede idrar yaparken yaşanan acıyı azaltarak kişinin geceleri daha rahat geçirmesine yardımcı olur. Saw Palmetto aynı zamanda cinsel bir tetikleyici olarak da görev görmektedir. Prostat büyümesi problemleri yanında saw palmetto, cinsel gücü, isteği ve iktidarı da arttırır.
MACA
Maca perunun merkezinde and dağlarının yüksek platolarında yetişen bir bitkidir. Bu bölgedeki tarımsal geçmişi 3000 yıla dayanmaktadır ve sebze olarak yetiştirilmektedir.
Maca turpun bir akrabasıdır. Ve binlerce yıldır kökü ilaç yapmak için kullanılır.
İnsanlar kansızlık için ağız yolu ile maka kökü kullanmaktadırlar.Kronik yorgunluk sendromu içinde tercih edilmektedir. Enerji verir dayanıklılığı artırır bunun için güney amerikada atletik performansı geliştirmek için kullanılmaktadır.
Kadınlarda ise hormon dengesizliği, menapoz sorunları, doğurganlığı artırma ve antideprasanların sebep olduğu cinsel isteksizlik için kullanıLmaktadır.
Ayrıca zayıf kemikler, mide kanseri, lösemi ve hiv (eids) tedavilerine destek amacı ile kullanılmaktadır.
Erkeklerde erektil disfonksiyon bozukluğundan kaynaklanan cinsel işleve bozukluklarında maca kökü cinsel arzuyu uyandırmak için kullanılmaktadır.
PANEX GİNSENG
Popülerliği hızla artan ginseng aslında milattan önce 11. yüzyıldan beri geleneksel Çin reçetesinin bir parçası olarak uzak doğu ülkelerinde tüketilmektedir.
Ginseng ismi Panax cinsi bitkilerin farklı türlerinin kök kısımlarını ifade etmek için kullanılmaktadır.
Bir ginseng bitkisi bir kök, çiçek ve uzun yapraklardan oluşur. Ginsengin en önemli kısmı kökleridir ve 2-10 cm uzunluğunda, 1-2 cm çapındadır.
Görünüşünden dolayı ‘insanotu’ da denilmektedir.Çince’de ‘ren shen’ yani kelime anlamı olarak insanotunu ifade ederken ‘panax’ bütün hastalıkları iyileştiren anlamına gelir.
Panax ginseng; Kore ve Çin’de yetişen kırmızı ginsengi ifade etmek için kullanılır.Ginseng ‘adaptojen’ ve ‘tonik’ bir bitkidir, diğer bir deyişle vücuda zarar vermeden, nonspesifik olarak fiziksel ve mental kapasiteyi artırır.
Geçen yirmi yılda ginsengin seks arzusunu arttırıcı bir özelliğinin olup olmadığı konusunda sayısız klinik çalışma yapıldı. Hayvanlar üzerinde yapılan bazı deneyler Asya ginsenginin erektil disfonksiyonu tedavi ettiği görülmüştür. Ginsengin aynı zamanda insanlar üzerinde de, özellikle kadınlarda, aynı etkiyi gösterdiğinin kanıtları görülmüştür.
Erkekler üzerindeki etkisiİnsanlar üzerinde yapılan yayınlanmış çalışmaların birinde, erektil disfonksiyonu olan ve 3 ay boyunca kırmızı Kore ginsengi alan 30 erkekte görülen seks performansı artışının, placebo alan gruptaki erkeklere göre çok daha fazla olduğu kaydedilmiştir.
2001 yılında kadınlarla ilgili yapılan bir çalışmada, Kore ginsengi özü içeren ginkgo, damiana ve L-arginine gibi gıda takviyeleri alan %73,5’lik grubun, placebo kullanan %37,2’lik gruba göre, daha iyi seks yaşamına kavuştuğu belirlenmiştir.
GİNGKO BİLOBA
Ginkgo Biloba dünyada 150 milyon yıl öncesine kadar yaşadığı sanılan eski bir bitki grubunun tek hayatta kalan üyesi olarak tanımlanmaktadır. İnsanlık tarihinin çok erken dönemlerinde dahi var olan ağaçların başında gelmesinin yanı sıra uzun dönemler insanlar tarafından yetiştirilmiştir.
L-arginin, multivitaminler ve mineraller ile birlikte kullanılan ginkgo biloba’nın kadınlarda cinsel işlev bozukluğuna iyi geldiği yönünde çalışmalar bulunuyor.
C VİT
C Vitamini , Fertilite ve Infertilite “Doğurganlık ve kısırlık ” dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, yumurtlama bozukluğu bulunan kadınlarda hormon düzeylerini iyileştirir ve doğurganlığı artırır. Erkekler için olduğu gibi, C vitamininin sperm kalitesini arttırdığı ve spermleri DNA hasarından koruduğu gösterilmiştir; Düşük ve kromozomal problemlerin değişimini azaltmaya yardımcı olur. C vitamini, spermlerin daha hareketli olmasını sağlar.
E VİT
Yapılan bir araştırmada kısır olmayan erkeklere verilen antioksidan besinlerin sonucunda eşlerinin kısa sürede gebe kaldığı gözlenmiştir. Özellikle antioksidan özellikli besinler vücuda zarar veren oksidatif stresin vücuttan uzaklaştırılmasında çok önemlidir. Oksidatif stres ise erkeklerde sperm kalitesini düşürmesinin yanı sıra sperm sayısında da ciddi azalmasına neden olmaktadır. Antioksidan özellikli olan vitaminler ise E vitamini başta olmak üzere, A, C, B vitaminleridir.Genellikle eşlerin uğraşması sonrası çocuklarının olmaması ülkemizde kadınların sorumluluğu gibi algılansa da bu süreçte erkeklerinde sağlıklı olması önemlidir. Yapılan bir çalışmada, E vitamini ve çinko mineralini yeterli düzeyde alan erkeklerin eşlerinin gebe kalma şansları dört kat artmaktadır.
KOENZİM Q10
Koenzim Q10 (CoQ10) vücudumuz hücrelerinde mitokondrilerin iç membranında ATP sentezinde yani enerji üretiminde rol oynayan vitamin benzeri bir maddedir. Yüksek enerjiye gereksinim duyan sperm hücrelerinde de çok miktarda mitokondri bulunmaktadır. Diğer taraftan, sperm dış zarında yüksek miktarda çoklu doymamış yağ asitleri bulunduğundan reaktif oksijen türleri ve diğer oksijen radikallerinin neden olduğu hasar erkek tipi infertilitede rol oynamaktadır. CoQ10’un bu biyoenerjetik rolünün yanı sıra antioksidan etkisine bağlı olarak sperm hücrelerine oksidatif hasarın önlenmesinde de rol oynayabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla dışarıdan CoQ10 desteği uygulamasının erkek tipi infertilite sorunlarının çözümünde yararlı olup olamayacağı araştırıcıların dikkatini çekmektedir.
Bu konuda farklı gruplar tarafından yürütülmüş çeşitli klinik çalışmalarda farklı miktar ve sürelerde CoQ10 desteği kullanılmış. Nedeni bilinmeyen infertilite (idiyopatik oligoastenoteratozoospermi) sorunu bulunan erkek gönüllüler üzerinde yürütülen iki ayrı klinik çalışmadan birinde 228 erkek gönüllü iki gruba ayrılarak, 26 hafta süreyle bir gruba boş ilaç, diğer gruba ise günde 200 miligram CoQ10 (ubikinol) veriliyor. Aynı tasarım ile 212 erkek gönüllü üzerinde yürütülen diğer bir çalışmada ise CoQ10 daha yüksek miktarda veriliyor (300 miligram) ve sonuçlar uygulama tamamlandıktan sonra 12-30 hafta süre ile izleniyor. CoQ10 uygulamasının sperm yoğunluğu, sperm hareketliliği ve şekli üzerinde belirgin şekilde etkili olduğu, ayrıca yumurtalıkların yeterli işlev görmesini engelleyen, düşük sperm sayısının nedenleri olan folikül stimüle edici hormon ve luteinizan hormon seviyelerinin düştüğü ve sperm üretimini doğrudan gösteren serum inhibin B derişiminin ise arttığı tespit edilmiş. Benzer sonuçlar başka araştırma grupları tarafından yürütülen klinik çalışmalarda da gözlemlenmiş.
Sonuç olarak CoQ10 desteklerinin 200 veya 300 miligram günlük dozlarda en az 3 ile 6 ay süreyle kullanılmasının erkeklerde infertilite sorunlarının çözümünde önemli katkı sağlayabileceği görülmektedir.
SELENYUM
Selenyum doğurganlığa yarar sağlar, çünkü uygun sperm hareketliliği için gereklidir ve ayrıca gebe kalmanın ve kısırlığın giderilmesinde rol oynayan iki önemli bileşen olan kan akışını arttırır. Sperm mitokondri kapsülünde bulunur ve spermin vajinal kanaldan geçerken davranışını ve işlevini etkileyebilir.
Hem düşük hem de yüksek selenyum konsantrasyonlarının sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebileceği yapılan araştırmalarda gösterilmiştir, bu nedenle selenyum takviyesini önerilen dozlarda almak doğurganlık için oldukça önemlidir.
Bazı çalışmalar selenyumun ayrıca düşük yapma riskini bile azaltabileceğini göstermektedir, ancak bu noktada selenyum takviyesi söz konusu olduğunda kısırlık için erkekler üzerinde daha çok çalışma yapılmıştır.
ÇİNKO
Çinko, kadınlarda yumurtanın gelişim sürecine de dahil edilmektedir. Kadınlardaki çinko eksikliği, yumurtaların düzgün gelişememesine ve kısırlığa neden olur. Yeterli miktardaki çinko kadınların üreme sağlığını östrojen üretimini destekler.
Vücudun östrojen ve progesteronu verimli kullanmasına olanak sağlar.

